Duraktaki Öğüt.

Öylece bekliyordu durakta, iki büklüm oturmuş etrafa bakmak için başını kaldırmaya çalışıyordu. Göz kapakları geride bıraktığı yıllarını taşıyormuşçasına zorlanıyordu açılıp kapanırken. Bir şeylere anlam vermeye çalışıyor gibiydi. Yavaş yavaş biten ömründen olsa gerek önünden hızlıca geçen araçlara yetişemiyordu gözleri. Elini kenara yasladığı bastonuna doğru uzattı. Hafif titreyen parmaklarıyla kavrayıp bütün ağırlığını bastona vererek doğruldu. Derin bir iç çekti. Ne düşündüğünü merak etmiştim. Gözü yerdeki solmuş yapraklara takıldı, bir süre baktı, daha sonra bastonun ucuyla kenara ittirdi, amacı ne olabilirdi ki? O yaprağı bir engel olarak mı gördü? Yoksa temizliği adet haline getirmiş alışılmış olarak mı öteledi? Yoksa yaprağın soluk rengi kendisine yaşlandığını anımsattığı için dışlamış mıydı? Teyzenin davranışları bana gelecek kaygısını bırakıp anın tadını çıkarmam gerektiğini bir kere daha gösterdi. Otobüsümde gelmişti, bindim ve arka boşluklara doğru ilerlerken otobüsün buğulu camlarından son bir bakış attım teyzeye. Gözlerimle veda ettim adeta.

Yazan: Ahmet Furkan Onat

(Edebiyat – Deneme)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir